Gaziantep Direnişi ve Emep'in Kör Çıkarları-Mehmet AKKAYA
Gaziantep’te, başarılmaması için neredeyse hiçbir sebebin
olmadığı bir mücadelede, başarıya yardımcı olmak yerine, örgütün kör
çıkarlarını öne çıkarmanın, kazanmanın eşiğindeki eylemi nasıl başarısızlığa
uğrattığının örneğini yaşadık.
Bir fabrikanın işçileri, diğerlerine danışmadan işverenin
taleplerini kabul ederek işbaşı yaptı. İki fabrika işçisinin bir kısmı işbaşı
yaptı, büyük kısmı işten çıkarıldı, diğer 4 fabrikanın işçileri ise panik
durumundalar.
Oysa başarı için koşullar çok uygundu.
*3000’e yakın işçinin 7 fabrikada direnişe geçmesi,
Gaziantep’te ilkti.
*100 bine yakın tekstil çalışanı, yüreklerini birleştirmiş
mücadeleyi izliyordu.
*Eylemdeki 7 fabrika işçisi, oluşturdukları ortak
temsilciler kurulu ile ortak karar alıyordu.
*Eyleme katılım oranı % 70 den fazlaydı,
*İstedikleri, sadece kaybettikleri haklarıydı.
*İşverenin gücü ise, istediklerini fazlasıyla karşılamaya
yeterliydi.
Bu durumda yapılması gerekenler şunlardı:
*Diğer fabrikaların işçilerini gelişmelerden haberdar etmek…
*Gaziantep halkının, meslek odası, sendika ve demokratik
kitle örgütlerinin desteğini almak için çaba göstermek…
*Yerel ve ulusal basını iyi değerlendirmek, sürekli gündemde
olmak…
* ‘Sonuna kadar mücadele’ yerine, sağlanan kazançlara göre,
uygun bir zamanda eylemi zaferle tamamlamak.
Oysa bu adımların hiçbiri atılmamıştı. Tam tersine, eylemi,
Gaziantep halkından, desteklemesi olası örgütlerden, kamuoyundan ve diğer
işçilerden tecrit etmek, yalnızlaştırmak için, adeta her şey yapılmıştı.
Emep’in dar çıkarları, eylemi intihara götürüyordu. 5 bin
satan Evrensel gazetesinin haberleriyle yetinmek ise, yukarıdaki ihtiyaçların
hiçbirini karşılamaya yetmezdi.
İşçilerle ve temsilcilerle yaptığımız toplantılarda gerekli
olanları sıraladık:
“Antep’in desteği asıl olandır. Halkın desteğini almadan
kazanamazsınız.
İkinci olarak, eylemi siz bitirirseniz muzaffer olursunuz,
işverenin bitirmesine bırakırsanız, yenilirsiniz. İşçiler işini kaybeder,
moraliniz çöker, toparlanmanız uzun sürer. ‘Sonuna kadar savaş’ şeklindeki
intihar yolunu izlemeyin, ne zaman bitirmek gerektiğine siz karar verin.
Üçüncüsü, sendikalı olmak zorundasınız. Eylem anı,
sendikalaşmak için en uygun zamandır. Hem bir sendikanın ciddi bir desteğini
alacaksınız, hem de sonrası için daha örgütlü olma şansınız olacak. İşbaşı
yaptıktan sonra sendikalaşmak zordur Bu işkolundaki Teksif’te örgütlenmek,
sizin için en akıllıca olanıdır ve zamandır.” dedik.
Ulusal Kanal ve Aydınlık gazetesi seferber oldu. İşçi
Partisi sendikalar ve meslek odalarıyla görüşerek “desteklemeleri gerektiğini”
söyledi, kendisi ayrıca kamuoyu desteği yaratmak için seferber oldu.
Teksif Sendikası Genel Başkan Yardımcısı düzeyinde destek
verdi. “Üye olurlarsa kendilerine ait yeni bir şube açmaya” söz verdi. Duvar
diplerinde yalnızlaşmış eylemi sürdürenler, bu teklifleri ellerinin tersiyle
ittiler.
İşçi Partisi’nin, Teksif’in bizzat çabaları ve DİSK’in
açıklamalarının dışında, neredeyse hiçbir destek yoktu. Moraller bozulmaya,
ellerindeki para tükenmeye, ailelerinin açlığı artmaya başlamıştı.
Akıllı lider için bunlar, alarm demekti. Akıllı lider, en
kazançlı olduğu zamanda, birliğin sürdüğü ve morallerin iyi olduğu zamanda,
işçilere danışarak eylemi davul zurnayla bitiren liderdir.
Oysa Emep’in ve halktan kopuk örgütlerin, işçinin başarısı
için kafa yormayan, çaba göstermeyen kör örgüt çıkarları, Gaziantep’in,
kazanmanın eşiğindeki işçisine, büyük kayıplar verdirmektedir.
MEHMET AKKAYA

Yorumlar
Yorum Gönder
Hakaret içeren ve düzgün Türkçe ile yazılmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.