Alevi-Sünni Boğazlaşmasına İzin Vermeyeceğiz?
Erdoğan’ın hedef gösterdiği Esad, Erdoğan’dan daha insancıl
ve Erdoğan’la kıyas kabul edilmeyecek kadar laik.
Esad’ın diktatör, rejimin otoriter olduğu savları doğru.
Bununla birlikte Suriye devletinin, inanç dünyasına müdahalesinin olmadığı, hatta
dini pratiğin oldukça seküler yaşandığı da bir gerçek.
Suriye’de camiler, kiliseler, cemevleri, havra ve sinagoglar
açık. Dört semavi dinin ve ilaveten tasavvuf ehlinin manevi gereksinimlerini
yaşamalarının önünde hiçbir engel yok. Buna dair vaki şikâyetlere de
rastlanmıyor…
Örneğin; Türkiye’de olduğu gibi; “Esad’ın dozerleri geldi,
camimizi yerle bir etti!..”
“Esad, ibadethanemize ‘ucube’ dedi! İbadetimizi,
ibadethanemizi yasakladı!..”
Ya da,
“Esad’a bağlı mollaların verdiği fetvayla, inandığımız,
yakardığımız, ibadet ettiğimiz mekan da, inancımız da yasadışı sayıldı!..”
diyen bir Suriyeli yoktur!
“Benimsemediğimiz bir inanç, devlet okullarında ‘zorla’
okutuluyor, not veriliyor, ezberlemeyenler, istemeyenler sınıfta bırakılıyor…
Çocuklarımız asimilasyona tabi tutuluyor, aşağılanıyor, dışlanıyor, ulusal ve
ulusal üstü mahkeme kararları uygulanmıyor” diyen de yoktur.
Peki;
“Esad esir kampı kurdu; sivil, asker, gazeteci, yazar, aydın
muhalif olan kim varsa tamamını oraya tıktı; gazete sahiplerini, köşe
yazarlarını, öğretim üyelerini, öğrencileri tehdit etti; ODA TV gerçeğinde
olduğu gibi geri adım atmayanların bilgisayarlarına virüs göndertip, suç icat
etti, hapislerde çürüttü!” diyen var mı?
“Onbinlerce gerici, katil, çapulcu Nusayri, kaldığımız
oteli, ‘ya Allah, bismillah, Allah-ü Ekber’ çığlıklarıyla basıp, içerdeki
Sünnileri, Suriye güvenlik güçlerinin gözleri önünde diri diri yaktı. Esad, bu
katilleri partisine alıp belediye başkanı, milletvekili, bakan, anayasa
mahkemesi üyesi yaptı” diyen…
Varsa, ben, yarından tezi yok bütün söylediklerimi geri
alıp, Esad’a lanet okuyacağım.
Gelelim Esad’ın diktatörlüğüne…
Esad diktatörse, Erdoğan ne; demokrat mı? Erdoğan’a demokrat
demek, demokratlara da, demokrasiye de hakaret değil mi? El-Beşiri’nin, Suud
Ailesinin, Netenyahu-Ehud Barak’ın, Obama-Clinton’un dostu Erdoğan… BOP Eş
Başkanı Erdoğan… Irak’ı, Libya’yı, Suriye’yi; bütün İslam âlemini ve
TÜRKİYE’Yİ, yer altı-yerüstü kaynaklarını emperyalizme peşkeş çeken Erdoğan!
Bütün dünyada kırmızı bültenle aranan, Irak’lı katil El-Haşimi’yi Türkiye’de
ağırlayan Erdoğan… İsrail’in güvenliği için Kürecik’e füze kalkanı kuran, yirmi
milyon Alevinin inançsal kimliğini tanımayan, inkâr eden Erdoğan…
O halde neden; neden çapulcu, katil, gaspçı, işsiz, alkolik,
mezhep fanatiklerini toplayıp, eğitimini, silahını, cephanesini temin edip,
cebine para koyup komşumuz Suriye üzerine sürüyorsunuz? Kimin parasıyla; kimin
talimatıyla; kimin yararına?
Bütün bunlar belli de, sıra kimde?
Sıra kimde? İşte bütün mesele; Esad’dan sonra “çanlar kimin
için çalacak?”
***
Mesele şudur: tabloya bakılırsa, Erdoğan Hükümetinin Suriye’deki
emperyalist odaklı fitnesi ‘başarılı’ olmuş ve daha şimdiden onbinlerce insan
ölmüştür. Ne yazık ki, daha pek çok insanın kanı akacaktır. Buna karşın Esad
gitmeyecek, ancak muhtemelen Suriye parçalanacaktır. Güneyimizde, ABD-İsrail
koalisyonunun istediği Barzani’yle entegre bir Kürt bölgesi kurulacak, sonra da
sıra Türkiye’nin parçalanmasına gelecektir.
Sonrasında, Türkiye’nin ve Erdoğan’ın kaderini belirleyecek
gelişmelerin yaşanması kaçınılmazdır.
Esad’a dönüp, “devleti Alevi azınlıkla yönetiyorsun” diyen
Erdoğan, Sünni egemen bir mezhep devleti peşinde! Bizi, İslam coğrafyasında
olduğu gibi, farklılıkların birbirini boğazladığı bir ülke haline getirmek için
elinden geleni ‘esirgemiyor.’ Birliğimizin teminatı olan laiklik ilkesine
amansız biçimde düşman...
Laik-demokratik devlet-millet modeli üzerinde istikrarlı
biçimde yürüyen Türkiye’nin önüne dikilip, emperyalist destek ve “çoğunluğun”
oylarıyla iktidar olduktan sonra, bu istikameti din-mezhep eksenine çevirdi.
Okumadığı ve tarihten habersiz olduğu için bunun, ülkeye ve millete nasıl bir
ihanet; ne büyük bir felaket olduğunu bilmiyor.
Bizi İslam ülkelerinden farklı kılan, gücünü doksan yıllık
laik birikiminden alan ve Onu başbakan yapan bu ülkenin laik-demokratik
birikimi, Ona ve karanlık idealine izin vermeyecek!
Ülkemizin aklıselimine sesleniyoruz; kimse yanlış hesap
yapmasın; provokasyona gelmeyeceğiz, mezhep boğazlaşmasının tarafı olmayacağız,
şiddete bulaşmayacağız… Buna söz veriyoruz… Bu lanet olası karabasana karşı,
ülkemizin laik-demokratik birikimini harekete geçirerek, potansiyelin en öncü
bileşeni olacağız ve demokratik mücadele vereceğiz.
Yaşayanlar görecek, tarih kaydedecek…
Murtaza Demir
Yorumlar
Yorum Gönder
Hakaret içeren ve düzgün Türkçe ile yazılmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.