İnsan Olmak
“Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim. Gözlerim
hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü. İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş
mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların
zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen
bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar…
Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum. Sizlerden isteğim
şudur:
Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın!
Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar
üretmesin. Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına
yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır.”
*
Ülkemizi yöneten siyasi iktidarın başı “dindar ve kindar”
bir gençlik isterken, hep Alman meslektaşımın yukarıdaki sözlerini düşünmüştüm.
Emeklilik öncesi, öğretmenlik yaşamımda her yıl, ilk
dersimde, kara tahtaya kocaman harflerle “SEVMEK” sözcüğünü yazar ve
öğrencilerime “Çocuklar, bu fiili iyi öğrenin. Eğer, sevmek fiilini iyi
algılayamazsanız, öğreneceğiniz her şey boşa gider”derdim.
İnsanları, hayvanları, doğayı ve doğadaki canlı cansız tüm
güzellikleri sevmesini bilmeyen bir insanın kendine ve içinde yaşadığı topluma
olumlu bir katkısı olabilir mi?
İnsan olmak, doğayı ve doğadaki canlıları sevgiyle
kucaklayabilmektir.
Albert Einstein: “Aptallar, insanları ırk, cinsiyet,
milliyet, yaş, statü, renk, din ve dil başta olmak üzere çeşitli katagorilere
ayırıyorlar. Halbuki olay bu kadar karışık değildir. İnsanlar sadece 2’ye
ayrılırlar: İyi insanlar ve kötü insanlar…”
İnsan olmak, iyi insan olmaktır.
*
İnsan olmak düşünmektir. Zaten genel tarif “İnsan düşünen
hayvandır” demiyor mu? Bu, insanların beslenme, üreme gibi hayvansal
içgüdülerinin olması, bunun yanında hayvanlardan farklı olarak kendini
geliştirebilme ve plan yapabilme yeteneklerine sahip olması göz önüne
alındığında doğru olan önermedir. Ancak bu önerme insanın kendini iyiye, güzele
ve doğruya doğru geliştirmesi şeklinde olursa “insan” oluruz.
Bu ise “farkındalık kavramı”nın algılanmasıyla başlar.
Farkındalık, insanın kendi düşüncelerini, duygularını,
bedenini gözleyerek elde ettiği zihinsel bir durumdur. Böylelikle, kendi
değerini, içinde yaşadığı toplumu ve çevreyi, ülkesinin ve dünyanın
gerçeklerini öğrenmeye başlar.
Farkındalık, sorgulamaktır, dogmatik düşüncelere kapısını
kapatmak, “eleştirel aklı” kullanabilmektir. “Neden”, “Niçin”, “Nasıl”
sorularını sorabilmektir.
Tanilli’nin deyimiyle “aklın mahkemesini kurabilmek” tir.
Bunu beceren aydınlanır.
İnsan olma, aydınlanma ile başlar.
*
İnsan, adaleti kendi çıkarlarından önce düşünür.
İnsan, verdiği sözde durur.
İnsan, doğaya egemen olmak değil, doğayla uyum içinde
yaşamak ister.
İnsan, “empati” yapıp, kendini başkasının yerine
koyabilendir.
İnsan, kendini nefretten, öfkeden, hırstan arındırandır.
İnsan, bencillikten,
riyakârlıktan uzak durandır.
İnsan, içi sevgi ve merhametle dolu olandır.
İnsan, yaşamayı, yemek, içmek, uyumak, ve cinsellikten
ibaret görmeyendir.
İnsan, yaşadığı yerin kaynaklarını yok edip kurutan değil,
besleyen çoğaltandır.
İnsan, doğadaki diğer tüm canlılarla aynı gemide
bulunduğunun bilincinde olandır.
İnsan, sanatın içine tükürmeyendir, kaba olmayan, kin tutmayandır.
İnsan, haddini bilendir.
İnsan, paylaşabilendir.
İnsan, “iyi” ve “kötü” yü bilen, iyinin yanında yer alandır.
… . . .
İnsanı tanımlayan böyle binlerce cümle kurabiliriz.
Şair:
“Kalpten başka bir yolu yok/ Aşktan başka bir dalı yok/ Kitabı
yok okulu yok/ İnsan olmak kolay değil”
“Yüreğinde sevgi yoksa/ Gözlerinde şefkat yoksa/ Dünyalar da
senin olsa/ İnsan olmak kolay değil”
“Neler gördük bu dünyada/ Neler verdik bu uğurda/ Sultan
olmak kolaydı da/ İnsan olmak kolay değil!” diyor.
*
Nerede, ne zaman okumuştum, anımsamıyorum. Bir din adamı
yüzyıllarca önce etrafındakilere şöyle seslenmiş:
“Önce siz insan olunuz! O zaman Tanrı da Tanrı olacaktır.”
*Hami Karslı

Yorumlar
Yorum Gönder
Hakaret içeren ve düzgün Türkçe ile yazılmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.