Öğretim Yılı Açılırken
Bahçenin ortasında tel örgüler… Koridorlarda demir
parmaklıklar… Okulun orta yerinde demir kapılar… Çocuğunun okulunu bir türlü
bulamayan veliler… İki ayrı okul arasında taşınıp duran öğrenci kafileleri…
Annesinin kucağından bir türlü inmeyen ana kuzusu beş yaşında çocuklar… Yapımı
bitirilemeyen binalarda şantiye görünümlü yapılarda kumla oynayan uykulu
gözler… Sınıf yetersizliğinden iki sınıfın birleştirilmesinden oluşan ortamda
soluklanmaya çalışan heyecanlı yürekler…
Koşturmacalar,
koşturmacalar… Okulun açılış coşkusu yerine telaşlı koşturmacılar arasında
yitip giden umutlar…
Bir okulun
içinde, bahçesinde demir parmaklıkların, tel örgülerin olması ne demek?
Hapishane çağrıştıran bu nesnelerin varlığıyla yaşamının ilkbaharında tanışmak
ne kadar kötü. Gönül isterdi ki okul bahçeleri ağaçlar ve çiçeklerle
donatılsın.
Bir kişiye
yaşamda yapılabilecek en büyük kötülük, üstesinden gelemeyeceği sorumlulukların
altına sokulmasıdır. Bir başka deyişle kaldıramayacağı yükün altına giren kişi
ezilir. Özgüvenler yok edilmekte. Özgüvensiz birinin yaşamda başarıya ulaşması
hiç de kolay değil. Beş buçuk yaşında okula başlatılarak yaşamının ilk ve en
önemli başarısızlığıyla yenilgisiyle karşılaşacak minikler…
Hiçbir alt yapısı olmayan ve eğitimbilimine ters bir
uygulamayla bir kuşak yaşamlarının başlangıcında harcanmakta. Ne uğruna? İmam
Hatip ortaokullarının yeniden açılması ve daha çok hafızın yetişmesi uğruna.
Eğitim
arapsaçına dönmüş, medya bayram etmekte, hükümet yetkilileri her şeyi güllük
gülistanlık göstermekte. Bilgisizce gelişmiş ülkelerle eğitim karşılaştırmaları
yapılmakta. Tanrı’nın bir kulu kalkıp da dünyanın hangi gelişmiş ülkesinde
dinsel eğitim var sorusunu sormuyor. Neden mi? Yanıtı bilinmekte de ondan. Aklı
eren herkes iyi bilmekte ki gelişmiş hiçbir ülkede dinsel eğitimin verildiği
okul yok. Gerçi vardı; üç yüz, dört yüz yıl öncesinde kalan kilise okulları.
Batı’nın
gelişmesinde etkin olan “Reform” ve “Rönesans” hareketlerinin sonuçları
bilinmek istenmiyor. Eğer başarılırsa dünyada dinsel eğitimle amaca ulaşacak
tek ülke olacak ülkemiz.
Eğitim sistemimiz
yüzyıllar öncesine çevrilirken geleceğin büyükleri buğulu gözleriyle Atatürk’e
bakmaktalar… Çaresiz, umutsuz, ürkek, şaşkın… Dalgın bakışlar kilitleniyor mavi
gözlerde sonsuzlaşan ufuklarda…
Adil Hacıömeroğlu

Yorumlar
Yorum Gönder
Hakaret içeren ve düzgün Türkçe ile yazılmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.