Kayıtlar

Ekim, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MHP Üzerine/Hami Karslı

Resim
MHP üzerine… Alparslan Türkeş’in adını ilk kez 27 Mayıs 1960 günü sabahı radyodan duymuştum. Kendine özgü bir ses tonu ile Milli Birlik Komitesi’nin bildirisini okuyordu. Öğretmenlik yaptığım Milas’tan bir gün önce gelmiştim Niksar’a. Onun asıl adının Hüseyin Feyzullah olduğunu, 1917’de Kıbrıs Lefkoşe’de doğduğunu 1933’te 16 yaşında iken Türkiye’ye geldiğini gazetelerde okumuştum. Daha sonra Başbakan Müsteşarlığı yaptığı dönemde; MBK’ da değişiklik yapılıp 14’ler adı verilen subayların ordudan emekli edilerek yurtdışı görevlere gönderildiklerinde Türkeş’in adı çok sık duyulur olmuştu. Talat Aydemir, Fethi Gürcan ikilisiyle ilkönce beraberlik kurup sonra onların yapmak istedikleri darbeyi hükümete bildirmesi (ihbar etmesi) onu tekrar gündeme getirmişti. 1965 yılında kader arkadaşları olan Dündar Taşer, Muzaffer Özdağ ve diğer birkaç arkadaşıyla beraber CKMP’ye (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi) girmesi onun siyasi yaşamının başlangıcı olmuştu. Partiyi ele geçirerek baş...

Referandum

Resim
Yerel seçimlerin öne alınmasına ilişkin Anayasa değişikliği teklifi ,TBMM Genel Kurulu’ndan referandum aralığında geçti. Nedir referandum aralığı? Referandum aralığı; Anayasamızın 175. Maddesinin 4. fıkrasına göre Anayasa değişikliklerinin, Meclis üye tam sayısının en az beşte üçü olan 330 kabul oyu ile veya üçte ikisi olan 367’den az oyla kabul edilmesi durumudur. Eğer Anayasa değişikliği, bu 330-366 aralığında bir oyla kabul edilirse ve Anayasa değişikliği hakkındaki kanunu, Cumhurbaşkanı tekrar görüşülmek üzere Meclis’e iade etmezse, halk oyuna sunulmak üzere Resmi Gazete’de yayınlanır. Daha açık bir anlatımla Anayasa değişikliği 330 ila 366 kabul oyları ile Meclis’ten geçmişse bu Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girip girmeyeceğine, halk oylaması ile karar verilir. Yerel Seçimlerin öne alınmasına ilişkin Kanun, TBMM’den geçmiş ama uygulanabilir hale gelebilmesi için, Cumhurbaşkanı bir daha görüşülmek üzere TBMM’ye iade etmediği takdirde, halk oylamasına katılanların y...

Şahin Mengü "Referandum" için uyardı.

Resim
Yerel seçimlerin öne alınmasına ilişkin Anayasa değişikliği teklifi ,TBMM Genel Kurulu’ndan referandum aralığında geçti. Nedir referandum aralığı? Referandum aralığı; Anayasamızın 175. Maddesinin 4. fıkrasına göre Anayasa değişikliklerinin, Meclis üye tam sayısının en az beşte üçü olan 330 kabul oyu ile veya üçte ikisi olan 367’den az oyla kabul edilmesi durumudur. Eğer Anayasa değişikliği, bu 330-366 aralığında bir oyla kabul edilirse ve Anayasa değişikliği hakkındaki kanunu, Cumhurbaşkanı tekrar görüşülmek üzere Meclis’e iade etmezse, halk oyuna sunulmak üzere Resmi Gazete’de yayınlanır. Daha açık bir anlatımla Anayasa değişikliği 330 ila 366 kabul oyları ile Meclis’ten geçmişse bu Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girip girmeyeceğine, halk oylaması ile karar verilir. Yerel Seçimlerin öne alınmasına ilişkin Kanun, TBMM’den geçmiş ama uygulanabilir hale gelebilmesi için, Cumhurbaşkanı bir daha görüşülmek üzere TBMM’ye iade etmediği takdirde, halk oylamasına katılanların ya...

Sert Çocuk

Resim
CHP, Ankara Büyük Anadolu Oteli’nde Parti Meclisi ve Disiplin Kurulu üyeleri ve milletvekillerinin katılımıyla bir “Ortak Çalışma Toplantısı” yaptı. Basına kapalı toplantıdan dışarıya sızan, şu ana kadar da yalanlanmayan haberlere göre,birçok milletvekili Oslo görüşmeleri ve “Türk Milleti” kavramı konusunda Kılıçdaroğlu’nun ve diğer yetkililerin söylemlerini eleştirmiş. Tunceli devşirme Milletvekili Hüseyin Aygün’ün parti içindeki “ulusalcı”lara yönelik, “Bunlar kafatasçı, partinin bunlardan kurtulması lazım” sözüne açıklık getirmesinin istenmesi üzerine, bu “sert çocuk (!) terbiye sınırlarını zorlayan bir üslupla “Siz geri zekalısınız, kafa yok ki bunları anlayamazsınız” şeklinde cevap vermesi, Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’a kafa sallayıp dışarıda görüşürüz demesi, diğer bir sert çocuk Sezgin Tanrıkulu’nun Hüseyin Aygün’ün tutumunu eleştiren Şevki Kulkuloğlu’na “terbiyesiz” deyip arkasından tehdit etmesi, artık durumun çok vahim bir noktaya geldiğini göstermektedir. İş...

AKP Yol-İş Sendikasını Bitirecek

Resim
Yol-İş, Türk-iş’in 5 büyük sendikasından biri idi. Konfederasyon Genel Kurullarında, “nasıl hareket edecek, kimi destekleyecek acaba” diye merak edilenlerdendi. Bayram Meral, Yol-İş Genel Başkanı olarak üç dönem Türk-İş Genel Başkanlığı da yapmıştı. Yol-İş, Karayolları, Köy Hizmetleri ve özel inşaat işletmelerinde örgütlüydü. 1985 yılında, sadece Karayollarında 45 bin üye vardı. 1995 yılındaki toplam üye sayısı ise 140 bin idi. İşte bu dev sendika, Batıcı hükümetlerin, özelleştirme, taşeronlaştırma, kamu işçisini tasfiye etme operasyonlarıyla, eritildi. 1995’ten bu yana, 17 yılda, 140 binden, 30 bine düşürüldü. Şimdi 30 bini de kaybediyor. Bunu aşağıda ele alacağım. Önce 30 bine nasıl düştüğüne bakalım: Diğer kurumlarda olduğu gibi, Köy Hizmetlerine ve Karayollarına da 20 yıldır yeni işçi alınmadı. Emeklisi gelenler emekli olmaya zorlandı. İkinci operasyon, 2005 yılında yapıldı. Köy Hizmetleri kapatıldı, 34 bin Yol-İş üyesi İl Özel İdarelerine sürüldü. Sendika, işkolu değ...

Gizli Protokol

Resim
Sendikal hareket, gizli protokol ile çalkalanıyor. 20 Eylül 2012 günü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, TİSK Başkanı Tuğrul Kutadgobilik, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Başbakan Erdoğan’la toplantı yapıyor ve anlaşıyorlar. Protokol basına sızıyor. Türk-İş’e bomba düşüyor. Mustafa Kumlu’nun “istifa etmesi gerektiğini” söylüyorlar. “Edecek” haberleri sızıyor. Gazeteciler ve sendikacılar soruyorlar Kumlu’ya, “böyle bir metne imza attın mı, bu konularda anlaşma yaptın mı?”. Önce, “ iddialar gerçek değil, işçi hak ve özgürlüklerini geriye götüren bir metne imza atmamız eşyanın tabiatına aykırıdır” diyor. Sonra “hatırlamadığını” söylüyor, ardından, “imzalamış olabilirim” diyor. Hak-İş Genel Başkanı ise olayı doğruluyor. “O gün, Başbakan ile yaptığımız görüşmede, bir protokol imzalandı. Protokolde, uzlaşılamayan maddelerin Meclis’te görüşülerek sonuçlandırılması konusunda Çalışma ve Sosyal Gü...

Soros'un Beslediği Örgütler

Resim
Soros, CIA ile beraber çalışan, para spekülatörü olarak bilinir. Dünya çapında ün (!) kazanması, “portakal devrimi”, ya da “turuncu devrim” diye bilinen, Asya ülkelerindeki Amerikancı ayaklanmalarla oldu. Bu ülkelerdeki örgütleri besledi, Amerikan yandaşı yaptı, ajanlaştırdı. Örgütlerin mensuplarına ayaklanma eğitimleri verdirdi. Kontrgerilla’nın sivil uzantısı olarak faaliyet yürüttü. Soros, Türkiye’deki faaliyetlerini “Açık Toplum Enstitüsü” üzerinden yapıyordu. Enstitü aracılığıyla, Amerikan yandaşı yapılacak örgüt ya da kişilere para dağıtılıyor, özel eğitimlerden geçiriliyorlar, ya da amaçlarına uygun eğitimleri destekliyorlardı. Şimdi bu Enstitü, kendisini kapatmış. Hemen sevinmeyin. Başka bir isimle devam ediyor. Hem de dokunulmazlık kazanmış. 2008’de Vakıf olmuş yani. Şimdiki adı, Açık Toplum Vakfı... Vakfın Mütevelli Heyeti, İshak Alaton, Osman Kavala, Can Paker ve Murat Sungar’dan oluşuyor. Yönetim Kurulu Üyeleri, İshak Alaton, Hakan Altınay, Ferhat Boratav, Osma...

Amerikan devletinin beslediği örgütler

Resim
AID, AAFLI, NED, Amerikan devletinin parasıyla, diğer ülkelerin örgütlerini satın alma, ajanlaştırma faaliyeti yürüten çok sayıda kuruluştan bazıları. AID (Uluslararası Kalkınma Ajansı), ABD Dışişleri Bakanlığına bağlı. Türkiye ile ilişkileri 1962’ye dayanır. Türk-İş’in genel merkez binası bunların parasıyla yapıldı. Genel merkez personelinin bir kısmının maaşını bile, uzun yıllar bu örgüt verdi. 1962-1973 arasında, 600’den fazla sendikacıyı Amerika’ya götürerek, ya da Türkiye’de, Amerikancı sendikacılık eğitimlerine tabi tuttular. Türk-İş’in bu cendereden kurtulması, ancak 1992 yılında olabildi. O dönemde Genel Başkan Danışmanlığı görevini yürüten Sayın Yıldırım Koç’un, Yol-İş Sendikasından başlayarak Türk-İş kongresine kadar, bu utancı gündeme taşıması sayesinde oldu. 1992’de Türk-İş, Genel Kurul kararıyla “emperyalist örgütlerle ilişkilerin kesilmesine” karar verdi. Bugün ele alacağımız örgüt, kısa adı NED olan, National Endowment For Democracy. NED’in internet sitesinde ş...

AKP’nin Arka Bahçesi Taşeronlar

Resim
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, “kamudaki taşeron sayısının 650 bin” olduğunu söylüyor.Oysa sadece belediyelerdeki taşeron işçisi, bizzat kendi ifadesiyle 2 milyona yakındır. Tam bir taşeron cehennemidir belediyeler. Sağlık alanında 400 bine yakın taşeron işçi var. Güvenlik, bina ve çevre düzenlemede 634 bin kişi... İnşaatta 1.5 milyon, gemi inşaatında 30 bin taşeron işçi çalışır. Sendikalı işçi 914 bin. İşçi sayısı 15 milyona yakın. İşsiz sayısı 6 milyon. Türkiye ise, taşeron cehennemi... Girmedikleri kurum kalmadı. Sağlık, eğitim, karayolları, DSİ, enerji ve maden üretimi, bilgi işlem, AR-GE, üniversiteler, inşaat, vs vs. Genelkurmay Başkanlığı, Başbakanlık bile taşeron işgali altında. Satılan ya da satılmayan bütün kamu kurumları... 30 yıl önce taşeronu keşfeden özel sektör, daha 10 yıl geçmeden bütün işyerlerini onlarca parçaya böldü, taşerona verdi. 2300 kişinin çalıştığı bir yerde tam 68 taşeron vardı. Sendikalaşmayı önlemenin, kıdem tazminatı ödemekten kurtulma...

Nihat Genç Tokat'ta

Resim
      Tokat Eğitim-İş İl Temsilciliğinin davetlisi olarak Tokat'a gelen ünlü yazar Nihat Genç 6 Ekim 2012 Cumartesi günü  ve saat 19:da 26 Haziran Atatürk Kültür Sarayında verdiği konferansla Tokat halkıyla buluştu.        Konferans sonrası görüştüğümüz  Tokat Eğitim-İş İl başkanı Emin Kılıç bu  konferansın ardından   5 Kasım 2012 de ünlü oyuncu Levent Kırca'yı getireceklerinin müjdesini ilk kez Tokat Gerçek le paylaştı       Konferansın ardından sıcağı sıcağına  konuştuğumuz  ünlü yazar  Nihat Genç'in oldukça neşeli olduğunu izleyicilerin  sorularını  nezaketle yanıtladığını,akabinde kitaplarını imzaladığını müşahede ettik,Ünlü yazar,Pazar sabahı 10:00 da ise Fırınistan Pastahanesinde basın mensuplarıyla  kahvaltılı söyleşi yapacağını ifade etti.     Biz de Tokat Gerçek Haber olarak tüm hemşehrilerimiz adına kendilerine teşekkürlerimizi sunduk.