Türkiye’de yabancı sermaye işgali -1


 
Son 30 yıl, sadece milli ekonominin tasfiyesi tarihi değil, aynı zamanda kamu kurumlarının yabancılara ikram edildiği ve yabancı sermayenin önündeki bütün engellerin kaldırılarak, iç piyasanın yabancı şirketlerce işgali yıllarıdır.
Nasıl mı?
1984’te, Devlet İhale Kanunu değiştirilerek, yabancı uyrukluları engelleyen hükümler kaldırıldı.
Özal, yabancı paranın girişini serbest bıraktı.
Çiller-Karayalçın Hükümeti, 5 Mart 1995’te, Gümrük Birliği anlaşması ile Türkiye’yi, tek taraflı olarak AB emperyalizminin şirketlerine açtı.
1980’de, yabancı şirket sayısı 78 iken, 2003’te 6 bin 584’e yükseldi.
Merkez Bankası’na göre, 1980-2000 arası 500 milyon dolarlık yabancı sermaye girişi, 2000-2004 arasında 1.4 milyar dolara yükselmiş. 1990’da 500 büyük sanayi kuruluşunun 88’i yabancı şirketler iken, 2000 yılında 131’e, 2003 yılında ise 147’ye ulaşmış.
AB daha fazlasını istiyor, “bütün engelleri kaldırın” diye emrediyordu.
DSP-MHP-ANAP Hükümeti, 5 Temmuz 2001’de, Tahkim yasası ile ulusal mahkemeleri devreden çıkardı, yabancı şirketleri emperyalist merkezlerin yasalarına terk etti.
Tüm meslek dallarında çalışabilmelerine olanak sağlandı
2002 Ulusal Program’ında AB’ye “yeni bir yabancı sermaye yasası çıkarma” sözü verdi, çıkardılar. Yabancıların tüm meslek dallarında çalışabilmelerine, sigorta ve emeklilik piyasasında faaliyetlerine olanak sağladılar.
Köy Kanununda yabancılara gayrimenkul kısıtlamasını kaldırdılar.
Özal’ın başlattığı yabancı sermayeye sınırsız sömürü havzalarını, 9 Ocak 2002’de, Endüstri Bölgeleri Kanunu ile yasallaştırdılar. 2012’de serbest bölgelerin sayısı 19’a çıktı.
Menkul Kıymetler ve Sermaye Piyasası yasalarını 1999’da değiştirerek, borsada vurgun vurabilmelerine olanak sağladılar.
AB’nin kalan emirlerini ise AKP uyguladı. 2003 Ulusal Program’ında, “1980’den beri bütün hükümetler, doğrudan yabancı sermayenin önündeki engelleri kaldırmak için çalıştık” diyordu.
Şirket kuruluşu, yabancıların çalışma izinleri, sektörel lisanslar, arazi temini ve arsa geliştirme, vergi ve teşvikler, gümrükler ve teknik standartlar, fikri mülkiyet, doğrudan yabancı yatırımı ile kalan engelleri tek tek kaldırdı.
Kamu kuruluşları 1985’ten beri satılıyor
1985’ten beri kamu kuruluşları satılıyor ya da kapatılıyordu. 65 kamu hissesi, 38 tesis/işletme, 2 bin 590 taşınmaz, 98 gemi, 8 liman, 37 elektrik santrali, 10 maden sahası, 10 araç muayene hizmetleri birimini, 10 kuruluştaki kamu paylarını ve 6 sigara fabrikasını satmışlardı.
Mehmet Şimşek, son on yılda, 35,249,991,22 dolarlık satışın, 11,456,745,925 dolarlık kısmının yabancılara verildiğini açıklıyor.
Kamu olmayınca özel sektör de yabancıların eline geçti. Sadece 2001-2002 arası 227 firma yabancıların eline geçti. Ayrıca 14’ünde hisselerini arttırmış, 20’sinde tümünü, 16’sında yüzde 99’unu, 41’inde yüzde 90-95’ini, 46’sında yüzde 51-85’ini ve 90’ında yüzde 50’sini satın almışlardı. Şimdilerde Koç ve Sabancı gibi Holdingler bile, yabancı şirketlerin taşeronu halindeler.
AKP döneminde yabancı şirket sayısı 5 kat arttı
2004’te geldiğimizde, otomotiv sektörünün yüzde 70’i, kargo ve kuryeciliğin yüzde 75’i, uluslararası taşımacılığın yüzde 75’i, ilaç sanayisinin yüzde 70’i, reklam sektörünün yüzde 70’i, temizlik maddelerinin yüzde 70’i, ambalajlı suyun yüzde 50’si, margarinin yüzde 45’i, sıvı yağ’ın yüzde 24’i yabancıların kontrolüne geçti.
AKP ile bankacılıkta yabancı payı yüzde 6’dan yüzde 45’e çıktı.
2007’de sigorta sektöründeki 47 şirketin 17’si yabancılarındı. Sektördeki payları yüzde 50’nin üzerine çıktı.
Artık, iletişim sektörünün yüzde 90’ı, borsanın yüzde 75’i, bankacılığın yüzde 45’i, sigara sektörünün yüzde 100’ü, içki fabrikalarının yüzde 70’i, araç muayene hizmetlerinin yüzde 100’ü yabancıların elinde.
Philip Morris, 1990’da İsviçre’nin Jakop Suchard firmasını satın aldığında İsviçre gazetesi Bund, “İsviçre’nin bir parçasını yitirdik” manşetiyle çıkmıştı.
Türkiye’de ise, 2007’de yabancı şirket sayısı 14 bin 208’e, 2012 Haziran’ında ise, tam 30 bin 333’e ulaştı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cahit Külebi Şiirinde Tokat ve Anadolu Motifleri-Hami Karslı

Unutulan Bir Katliam:Talkan ve Cürcan